Mineraller vücudumuz için oldukça faydalı besin ögelerindendir. Makro ve mikro (iz) elementler olarak iki grupta incelenirler. Mineraller içerisinde genellikle demir, kalsiyum, potasyum ve magnezyum gibi birçok element sayılabilmektedir. Bu elementler faydalı oldukları kadar yüksek oranda tüketilmesiyle de toksik etki oluşturur. Fakat bu saydığım minerallerin toksik etkiye sebep olacak dozu oldukça düşüktür. Bunun yanı sıra bazı mineraller ise yüksek oranda toksik etkiye sebep olur. Biz bunları ağır metaller olarak adlandırırız. Bunlar genellikle kurşun, cıva, arsenik, kadmiyum, krom, bakır ve nikel gibi minerallerdir. Bu yazımda bahsedeceğim konu ise toksik minerallerin sağlığımıza etkileri ve bu minerallerin alımına neden olan kaynaklar. İlk olarak toksik mineraller hakkında kısaca bilgi edinelim.

Ağır Metaller Nelerdir?

Toksik mineraller olarak adlandırdığımız ağır metaller genellikle ağız, solunum ve deri yolu ile vücudumuza girer. Bu minerallerin büyük bir kısmı kendiliğinden vücuttan atılamamaktadır. Atılamadığı için vücudumuzda birikir ve bir süre sonra ciddi hastalıklara sebebiyet verir. Bu metallerden bakır, nikel ve demir gibi mineraller belirli bir derişimden sonra toksik etki gösterir. Fakat cıva, kurşun, kadmiyum ve arsenik mineralleri vücuda girdiği andan itibaren yüksek oranda toksik etki gösterebilmektedir. Bu minerallerin kaynaklarına ve sağlığa olan etkilerinden kısaca bahsedelim.

Kurşun: Gıdalarla en çok kontamine olan mineraller kurşundur diyebiliriz aslında. Kurşunla kontamine olmuş bitkiler, içme suları, araba egzozları ve boyalar olmak üzere pek çok kaynak sayılabilir. Kurşuna maruz kalan bir kişi sağlık açısından birçok sorunla karşılaşır. Bu sorunlar arasında gastrointestinal rahatsızlıklar, nörolojik sıkıntılar, yüksek tansiyon vardır. Ayrıca kemik tümörü, osteoporoz bozukluklar ve şiddetli zehirlenmelere sebep olabilmektedir.

Cıva: En fazla rastlanan zehirlenme türü ise cıvadır. Cıvaya genellikle deniz ürünlerinin tüketilmesiyle maruz kalabiliriz. Uzun süre tüketilmesi kronik zehirlenmeye sebep olabilir.  Merkezi sinir sisteminde sorunlara, görme bozukluklarına, unutkanlığa, titreme ve sinir bozukluklarına büyük bir etkisi vardır. Ayrıca böbrek yetmezliği, karaciğer problemleri, sinir sistemi rahatsızlıkları ve kardiyovasküler rahatsızlıklara sebebiyet verir.

arsenik minerali

Arsenik: Genellikle pirinç, tahıl, yüzey suları ve içme suları yoluyla arsenik mineraline maruz kalırız. Arsenik kanserojen bir metaldir. Maruz kalma miktarı, nasıl maruz kalındığı ve sıklığına göre belirtiler değişebilir. Genellikle deri-tırnak problemleri, nörolojik rahatsızlıklar ve hiperkeratoza sebep olur. Bunun yanı sıra yüksek oranda alınması kangren, damar rahatsızlıkları ve cilt kanserine yol açar.

Kadmiyum: Her dokuda toksik etkiye sebep olan kadmiyum genellikle sigara, içme suları ve toprak ile veya herhangi bir kadmiyum elementine kontamine olan gıdalar yoluyla vücudumuza girebilmektedir. Kadmiyumun yol açtığı sağlık problemleri üreme ve böbrek bozuklukları, kanser, kardiyovasküler rahatsızlıklar ve osteomalasiyedir.

Sonuç olarak;

Ciddi sağlık problemlerine yol açan ağır metallere maruz kalmamak için birtakım önlemler almalıyız.

  • Çevre temizliğine önem vermek,
  • Gerekli analizleri yapılmış üzerinde etiket bulunduran sular tüketmek,
  • Cıva kullanılan fabrikalarda buhar ile derimize geçme riski bulunmasından dolayı fabrika ortamındaki havanın kirletilmemesine özen göstermek,
  • Gıdalarda kullanılan konserve kaplarında kurşun lehim kullanılmaması,
  • Alkollü içeceklerin kurşun konteynerlerde uzun süre bekletilmemesi,
  • Kurşun oranı yüksek kaplar kullanılmaması

ağır metallere maruz kalmamak için yapılması gereken önlemler arasında sayılmaktadır.

 

Kaynakça

Demirci M., 2018. Beslenme. S:164-165.

İriş C., Çınar M., 2019. Antioksidan Vitaminler ve Ağır Metal Toksisitesi Üzerine Etkileri. Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Bülteni. 10 (3): 135-151.

Özbolat G., Tuli A., 2016. Ağır Metal Toksisitesinin İnsan Sağlığına Etkileri. Arşiv Kaynak Tarama Dergisi. 25(4):502-521.

Yazar Hakkında

Derya ATAALP

Merhaba, ben Derya ATAALP. 1998 yılında İzmir’de doğdum. 2021 yılında Manisa Celal BAYAR Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Meze, süt ve süt ürünleri üretimi gerçekleştirilen bir firmada kalite, üretim ve laboratuvar bölümlerinde staj yaptım. Araştırma yapmayı seven birisi olarak bu sitede toplumumuza gıda üzerine doğru bilgileri sunabilmek için katkıda bulunmak istiyorum.

Tüm İçerikleri Görüntüle